25 Şubat 2012 Cumartesi

Ayrılığın Fırtınası...

Kendime çok kızıyorum...
Senden ayrı kaç günüm geçti bilmiyorum sayamadım. Tek bildiğim bir şey var hiç dinmeyen bir acı çektiğim.
Acı çekiyorum... Bu acı ayrılık acısı. Bu pişmanlık acısı değil,  bu sensiz ya da çok sevdiğim bir şeyden mahrum kalmanın acısı...
Biliyorum bu acı hiç dinmeyecek. Zaman zaman dolup taşıyor minik yüreğim. Ben seni haddinden fazla sevdim.
BEN SENİ ÇOK SEVDİM.
Normal de bu cümleleri dökmemem gerek. Terk edildim. Terk ettin beni.. Hem de seni ölesiye çok severken...Şimdi eksiğim ben. Yüreğim sende, senin ellerinde kaldı öylece.
Gittin...
Mutlu musun şimdi ?
Mantığın yüreğini sardığı için bana artık aşkla bakamıyormuşsun öyle mi ? Kimseler görmüyor içimde ki sensizliğin acısını ... O kadar çok acı çekiyorum ki ... Sürekli sana bir sitem. Çok merak ediyorum rahat mı için ? Nasıl soğudun benden ! Ben hep çabaladım, uğraştım, olmayan hatalarıma hep var dedim, sırf mutlu olasın diye her şeyi üstüme aldım... Hep seni mutlu etmeye adadım kendimi...
Bu muydu karşılığı ?
Sen bu sevginin değerini bilmeliydin !
Dilerim bu yazıyı okumazsın. Gidişinde ki o aldığım darbeyle güçsüzleştim ben. Aklım başımda değil. Ben kendime gelirim gelmesine de yerin hep boş kalacak.. Hep boş...
Ve bende senin acın hep sürecek.
Sana mutluluğun sonsuzluğunu yaşatmak isteyen birine reva mıydı bu yaptığın ? Senin erkekliğine sığar mı ?
Benim çabalarım karşısında ben sana koştukça sen sadece yürüdün, yürüdükçe benim sana gelişimi yavaş buldun ve çektin gittin ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder